Çok Partili Meclis Hayatımızda İlk Siyasi Bunalım; Psikopat Olayı 18-28 Aralık 1947

1946’da Demokrat Parti kurulduktan sonra 1947 bütçe görüşmeleri sırasında Demokrat Parti adına konuşan Adnan Menderes dönemin CHP’li Başbakanı Recep Peker’i şiddetli bir şekilde eleştirir.

Menderes’in sert eleştirilerine cevap vermek için kürsüye tekrar çıkan CHP’li Başbakan Recep Peker, Menderes’in sözlerini “….kötümser ve psikopat bir ruhun, mariz (hastalıklı) bir ruhun ifadesi…” olarak tanımlar. Buna çok sinirlenen Demokrat Parti milletvekilleri hep birlikte meclisi terk ederler ve tam dokuz gün boyunca yani 18-28 Aralık tarihleri arasında meclis çalışmalarına katılmazlar.

Mesele gitgide büyür ve bazı CHP’li milletvekilleri çalışmalara katılmayan Demokrat Partililerin cezalandırılmasını isterken bazı DP milletvekilleri ise tümüyle istifa etmeyi talep eder.

İki parti arasında gerginliğin çok fazla artması üzerine devreye giren Cumhurbaşkanı İsmet İnönü DP Genel başkanı Celâl Bayar ve Başbakan Recep Peker ile görüşerek tansiyonu düşürmeye çalışır.

Görüşmelerden sonra İsmet İnönü, Anadolu Ajansı’na konuyla ilgili görüşlerini bildirir. Basına “12 Temmuz Beyannamesi” diye yansıyan bu beyannamede İnönü: “devletin başı olarak, hem iktidar hem de muhalefete karşı eşit mesafede olduğunu” belirttir. Bu beyanname sayesinde DP milletvekilleri meclis çalışmalarına geri döner, iktidar ve muhalefet Partisi arasında tansiyon düşer ve 1950 seçimlerine daha rahat bir havada girilir.

Koyu bir CHP’li olan Nadir Nadi “Perde Aralığından” adlı eserinin 1979 baskısının 274. sayfasında Recep Peker’in psikopat kelimesini kullanmasına dair ilk resimdeki HAYLİ İLGİNÇ açıklamayı getirir: